Uluslararası Enerji Ajansı ve Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü-Nükleer Enerji Ajansının ‘Elektrik Üretiminin Öngörülen Maliyetleri 2020 Raporu’nda, nükleer santrallerin en düşük maliyetli elektrik üretimini sağladığı ve düşük karbonlu enerji kaynakları arasında önemli bir rol üstlendiği belirtildi. Dünya Nükleer Birliği Genel Müdürü Dr. Sama Bilbao-y-Leon, “Nükleer üretim uygun maliyetli, düşük karbonlu üretim konusunda istikrarının sağlanması için hayati bir role sahip” dedi.

Türkiye’nin yapımı devam eden Akkuyu Nükleer Güç Santrali (NGS) ile kavuşacağı nükleer enerjinin dünya için önemi, Uluslararası Enerji Ajansı (IAE) ve Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü-Nükleer Enerji Ajansı (OECD-NEA) tarafından yayınlanan “Elektrik Üretiminin Öngörülen Maliyetleri 2020 Raporu”nda da yer buldu. Raporda, nükleer santrallerin en düşük maliyetli elektrik üretimini sağladığı ve düşük karbonlu enerji kaynakları arasında önemli bir rol üstlendiği belirtildi.

Rapora göre, mevcut nükleer reaktörlerin operasyonlarını genişletmesi oldukça rekabetçi bir yaklaşım olarak öne çıkıyor. Nükleer enerji bu bağlamda sadece en düşük karbonlu üretim için değil, aynı zamanda tüm güç üretimi için de en düşük maliyetli seçenek olmaya devam ediyor.

“Elektrik Üretiminin Öngörülen Maliyetleri 2020” raporunun ortaya koyduğu veriler, nükleer enerjiden elde edilen elektriğin maliyetinin önceki yıllara göre düştüğünü de gösterdi. Buna göre, günümüzdeki maliyetler, aynı şekilde hazırlanan bir önceki rapor olan “Elektrik Üretiminin Öngörülen Maliyetleri 2015” raporuna göre azalmış durumda. Gelen yorumlara göre bu da nükleer endüstrinin şimdiki projelerden öğrendiği derslerle ilerlediğini ve başarılı projeleri uygulamak için bilgi birikimini ve tedarik zincirini güçlendirdiğini ortaya koyuyor.

“Nükleer en düşük maliyetli seçenek”

Raporu değerlendiren Dünya Nükleer Birliği (WNA) Genel Müdürü Dr. Sama Bilbao-y-Leon’a göre, mevcut nükleer reaktör filosunun ömrünü uzatmaya yatırım yapmak oldukça önemli. Leon, “Nükleer enerji en düşük maliyetli elektrik seçeneğidir. Aynı zamanda Covid-19 sonrası ekonomik iyileşme bağlamında istihdam oluşturulmasına da önemli bir katkı sağlayabilir. En önemlisi de birçok ülke mevcut nükleer santrallerin katkısı olmadan karbondan arındırma hedeflerine ulaşmada zorluk çekecek” şeklinde konuştu.

“İstikrar için hayati bir role sahip”

“Karbon nötrlüğüne ulaşmak, elektrik üretim sektörünün derin karbondan arındırılmasını gerektirecektir” diyen Leon, “Elektrik sistemleri, değişken yenilenebilir üretimin bugüne kadarki artan payını büyük ölçüde karşılayabilse de paylarını daha da artırmak, güvenilirlik, istikrar, dayanıklılık ve maliyet açısından önemli zorlukları beraberinde getirecektir. Nükleer üretim, uygun maliyetli, düşük karbonlu üretim karışımında sistem istikrarının sağlanmasında hayati bir role sahip olmaya devam edecek” değerlendirmesinde bulundu.

Raporda yer alan bir bilgi de yeni nükleer enerjinin üretim maliyetlerinin, özellikle kesintili üretimin daha yüksek paylarının sistem maliyetleri dahil edildiğinde, diğer düşük karbonlu seçeneklerle rekabet ettiğine ilişkin. Ayarlanmış Değer Raporlarına (VALCOE) göre de nükleer enerjinin uzun vadeli elektrik üretme maliyetinde bir değişiklik gözlenmiyor. Ancak üretim karmasında kesikli yenilenebilir enerjinin payı arttığında, güneş fotovoltaiklerinin değerinde önemli ölçüde düşüş gözleniyor.